Lisedeyken haftada iki gün fizik laboratuarının bir parçası olan "bilgisayar dersi" olduğunu hatırlarım. O sınıfa "garip adamın öğrettiği cool ders" derdim, genelde çünkü o parlak ekranlar çok hoşuma giderdi ve öğretmenimiz – Aldo – çok komik bir hippiydi. Aynı zamanda o derse gitmeyi severdim çünkü fizik öğretmenimiz 70 yaşındaydı ve hiçbir şey öğretemez haldeydi. Kesinlikle ondan nefret etmezdik (yaşı yüzünden birinden nasıl nefret edelim?), fakat kesinlikle birşey öğrenemiyorduk, ve onun sınıfından herhangi bir neden dolayısıyla çıkmak herkesin istediği birşeydi.
O zamanlar bilgisayarlarla ilişkim çok yüzeyseldi. Annemin aldığı Atari sayesinde oyunları biliyordum, fakat bu ilgim de uzun sürmedi. Kırsal alanda hayat aktif bir çocuk için türlü enteresan ve zorlayıcı şeylerle doluydu, ve o hediyeyi sonunda bir kenara attım. Aynı zamanda, bilgisayar dersinde modern enformatik konusunu işlerdik. Ve bilgisayarda yazı yazmaktansa fizik dersini kırmak daha çok ilgimi çekse de- MS-DOS öğrenmek dünyadaki en eğlenceli şey değildi- Aldo’dan aldığımız dersler bize hayatımızın ilerleyen kısmında çok kullanacağımız şeyler öğretmiş oldu. Onun verdiği sıkıcı dersler, benim kişisel ve profesyonel olarak büyümeme yardımcı oldu, çünkü geleneksel komünikasyonla modern operasyon sistemleri arasında köprü kurmuştu. Beni 21. yüzyılla tanıştırmıştı da haberim yoktu.
O zamanlarda arkadaşlarımla e-postalaşmaya ve Internette surf yapmaya başladım. Sosyal medyayı kullanma açısından hiç hazır değildim, ve sosyal medya blogları ya da sosyal medyada network stratejileri hakkında hiçbirşey öğrenmemiştim, onları daha sonra yirmili yaşlarıma geldiğimde öğrenecektim. Fakat, yine de o zamanlar siber aleme dalmıştım, ve sanal dünyayı gerçek dünyama getirmiştim. Şuan inanması zor gelse de, o zamanlar Interneti kullanma eşsiz birşeydi, ve insanlar hala bunu anlamaya çalışıyordu. O zamanlar hakkında romantic bir hava vardı, şuan etrafımızda malesef kaybettiğimiz bir hava. İncecik telefonlar, iPadler ve benzeri türlü eşyalarla, herşeyi görmezden geliyoruz. Şimdilerde tüketiciyiz hepimiz, en yeni modellerin peşindeyiz. Bize verilen bu fırsatı gözardı ediyoruz çünkü bunu fırsattan çok modern ülkenin hakkı olarak görüyoruz. Sanal dünyayla ilişkide olmamak artık bir opsiyon değil, ve yavaş bağlantı hepimizin gününü bozabilecek hale geldi. Durup da düşünmüyoruz acaba bu fırsata sahip olmayanlar nasıl yaşıyor diye. Bu yüzden bu konuyu durup bir dakika olsun bile düşünen insanları takdir ediyorum.
Internet dünyanın kralı hepimizin bildiği gibi. Internette surf edemeseydik hayatımız ne kadar farklı olurdu bir düşünün. Fakat bu milyarlarca insanın yaşadığı bir gerçek. Bu yüzden, zaten varolan teknolojileri artıracağımıza, Internete sahip olmaya türlü ülkelere yardım ederek geçirmiyoruz? Bu lükse sahip bir popülasyona para yatırmaktansa, buna sahip olmayanlara neden para harcamıyoruz? Beyinlerimizi ve karakterlerimizi fosil hale getirmektense, bu gibi yardımların profesyonel büyümede ve iş olanağı yaratmadaki gucünü neden göremiyoruz? Çoğu girişimcinin anlamadığı şey tüm dünyaya Internetle baglanma hakkı vermek bir hayır kurumu sayılmaz. Bunun bir dönüşü var. Dünyadaki herkesin Internete sahip olduğunu düşünürseniz, bunun ekonomik açıdan yaratacağı olanakları da düşünün. Bazı ileri görüşlü insanları bunun farkında, ve hızlıca bunu yaratmak adına çalışıyorlar.
Film Annex ve Afgan Citadel Yazılım Şirketi, bu ileri görüşlü insanlardan birkaçı ve beraber çalışıyorlar. Afganistan’ın en büyük üçüncü şehri olan Herat’ta Internet sınıfı açtılar, ve dolayısıyla da 1810 Afgan kız ve erkeğe bilgisayar, ders ve öğretici eşyalar vermiş oldular. 1961’de açılan Mirman Hayati Lisesi, Film Annex ve Afgan Citadel Şirketi’nin Afganistan’da okuma yazma oranını artırmak için eriştiği 9. okul. Afgan okulları bu gibi yardımlara muhtaç, ve eğitimle ekonomik büyümenin beraber olduğunu düşünürsek, bunun gibi yardımlar Afganistan’da ekonomiyi düzeltebilir. Bu genç kız ve erkeklerin Afganistan’ın geleceğini taşıdığını duşünürsek, ülke olarak bundan inanılmaz yararlanabilirler.
Ben lisedeyken, Internetin neyi temsil ettiğini bilmiyordum. Bu çocuklar biliyor, ve göstermek için can atıyorlar. Başarılı olmak için gerekli olan malzemeler ve eğitimi aldıkları sürece, dünyaya ne yapabildiklerini gösterecekler. Onlara sadece zaman verin ve göreceksiniz.
Giacomo Cresti
http://www.filmannex.com/webtv/giacomo
Bu makale Elifnaz Koksal tarafından Türkçe'ye çevrilip, aslı Giacomo Cresti tarafından yazılmıştır.